7 Temmuz 2019 Pazar

Motorlu Taşıtlar Vergisi ile İlgili Özellikli Durumlar

Motorlu Taşıtlar Vergisinin mükellefi; trafik sicili ile Ulaştırma Bakanlığı'nca tutulan sivil hava vasıtaları sicilinde adlarına motorlu taşıt kayıt ve tescil edilmiş olan gerçek ve tüzel kişilerdir. Vergi, Kanun'a bağlı I, I/A sayılı tarifeler bakımından, 31.12.2017 tarihinden önce kayıt ve tescil edilen araçlar için aracın yaşı ve motor silindir hacmine, 01.01.2018 tarihinden sonra kayıt ve tescil edilen araçlar için ise aracın yaşı ve motor silindir hacminin yanı sıra taşıtın değerine, II sayılı tarife bakımından aracın yaşı, motor silindir hacmi, oturma yeri veya ağırlığına göre, IV sayılı tarife bakımından ise taşıtın yaşına ve ağırlığına göre alınmaktadır. III sayılı tarife ise 2009 yılında yürürlükten kaldırılmıştır. Vergi her yılın ocak ayı başında yıllık olarak tahakkuk ettirilerek mükellefe ayrıca tebliğ edilmemekte ve ocak ve temmuz aylarında iki eşit taksitte ödenmektedir.

Şimdi Motorlu Taşıtlar Vergisi ile ilgili özellikli konuları aşağıdaki sorulara yanıt arayarak inceleyelim.



Aracın Modeli ile Trafiğe Çıkışının Farklı Yıllarda Olması Durumunda Aracın Yaşı ve MTV'si Nasıl Hesaplanacaktır?

197 Sayılı Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanunu'nun (MTVK) 11. maddesine göre taşıtların tescil belgesinde yazılı olan model yılında bir yaşında olduğu kabul edilmektedir. Diğer taraftan MTVK'nın 2. maddesinin 18. bendinde ise yaşın motorlu taşıtlarda model yılına göre geçen süre olduğu, bu sürenin takvim yılı itibarıyla tespit edileceği hükme bağlanmıştır. Mali idare tarafından verilen bir özelgede2 1986 takvim yılında, 1987 ve 1986 model taşıtlar 1 yaşında, 1985 model taşıtlar 2 yaşında, 1980 model taşıtlar 7 yaşında, 1970 model taşıtlar ise 17 yaşındadır." açıklaması yapılarak model yılından önce trafiğe çıkan taşıtların trafiğe çıktıkları yıl ile model yılında 1 yaşında oldukları kabul edilerek uygulama yapılacağı belirtilmiştir.

Örneğin 2014 model bir aracın satışının ve trafiğe çıkışının 2015 yılında olması durumunda, 2019 yılı itibariyle bu aracın yaşı 6 yaş olmaktadır. Bu çerçevede aracın yaşının hesaplanmasında aracın model yılı dikkate alınmaktadır.

Aracın Trafikten Çekilmesi Durumunda MTV Ödenmesi Gerekir mi?

Karayolları Trafik Yönetmeliği'nin 41. maddesinin birinci fıkrasının a bendine göre trafikten çekme işleminin herhangi bir trafik tescil şube veya bürosunca yapılacağı, ç bendine göre trafikten çekme işlemi tamamlanan aracın tescilinin silineceği, d bendine göre ise trafikten çekilen araç bilgilerinin Gelir İdaresi Başkanlığına elektronik sistemle, bunun mümkün olmaması halinde ise en geç on beş iş günü içinde yazılı olarak ilgili vergi dairesine bildirileceği belirtilmiştir.
1 Sayılı MTV Sirküleri'ne göre trafikten çekme belgesi alınan araçların tescil kayıtlarının silinmesi ve tescil kayıtlarının silindiğinin trafik tescil kuruluşlarınca ilgili vergi dairelerine bildirilmesi halinde; tescil kaydının silindiği tarihi takip eden dönemin başından itibaren MTVK'nın 8. maddesi hükmü gereğince, bu araçlardan dolayı motorlu taşıtlar vergisi mükellefiyetleri bulunan kişilerin mükellefiyetleri sona erdirileceği hükmü yer almaktadır.

MTVK'nın 8. maddesine göre motorlu taşıtların trafik siciline ait kayıtlarının silinmesi halinde, silinme işlemi takvim yılının ilk altı ayı içinde yapılmış ise ikinci altı aylık dönemin başından, ikinci altı aylık dönem içinde yapılmışsa takip eden takvim yılı başından itibaren mükellefiyetin sona ereceği belirtilmiştir. Bu çerçevede silinme işleminin takvim yılının ilk altı ayı içerisinde (1 Ocak - 30 Haziran) yapılması halinde ikinci altı aylık dönemin başından (1 Temmuz), ikinci altı aylık dönem (1 Temmuz - 31 Aralık) içinde yapılması halinde ise izleyen takvim yılı başından itibaren mükellefiyet sona erecektir.

Tüm bu hükümler dikkate alındığında trafikten çekilmek istenilen taşıtla ilgili olarak öncelikle trafik tescil şube veya bürosunca tescil işleminin silinmesi ve bu hususun vergi dairesine bildirilmesi gerekmektedir. Ancak mükellefiyetin sona ermesi bakımından önemli olan husus tescil kaydının silinme tarihi olup, vergi dairesine bildirim tarihi mükellefiyetin sona ermesi bakımından önemli değildir. Örneğin trafikten çekilmek istenilen araçla ilgili olarak işlemlerin 23.02.2019 tarihinde tekemmül ettirilip Karayolları Trafik Yönetmeliği uyarınca tescil kaydının silindiğini ve ilgili vergi dairesine de 02.03.2019 tarihinde bildirimin yapıldığını varsayalım. Bu durumda MTV mükellefiyeti 01.07.2019 tarihinden itibaren sona erecek ve 01.01.2019 tarihi itibariyle yıllık olarak tahakkuk eden temmuz ayında ödenmesi gereken MTV'nin ikinci taksidi ödenmeyecektir.

Trafikten Çekilen Aracın Yeniden Trafiğe Çıkarılması Durumunda MTV Uygulaması Nasıl Olacaktır?

Karayolları Trafik Yönetmeliği'nin 41. maddesinin ikinci fıkrasının a bendine göre yeniden trafiğe çıkarma işleminin, herhangi bir trafik tescil şube veya bürosunca yapılacağı ve ç bendine göre ise yeniden trafiğe çıkarılan araç bilgilerinin Gelir İdaresi Başkanlığına elektronik sistemle, bunun mümkün olmaması halinde ise en geç on beş iş günü içinde yazılı olarak ilgili vergi dairesine bildirileceği hükme bağlanmıştır.

1 Sayılı MTV Sirküleri'nde trafikten çekme belgesine sahip olan araçların yeniden trafiğe çıkarılması halinde bu araçların tescil kaydının yapıldığının trafik tescil kuruluşu tarafından ilgili vergi dairesine bildirilmesi halinde; tescil kaydının yapıldığı tarihten itibaren motorlu taşıtlar vergisi mükellefiyeti yeniden başlatılacak ve mükellefiyetin sona erdiği tarih ile mükellefiyetin başladığı tarih arasında geçen dönemler için motorlu taşıtlar vergisi tahakkuku yapılmayacağı belirtilmiştir.

MTVK'nın 7. maddesine göre mükellefiyet, motorlu taşıtların trafik sicili ile sivil hava vasıtaları siciline kayıt ve tescili ile başlamaktadır. Eğer;
- Takvim yılının ilk altı ayı içinde yeni kayıt ve tescil edilen taşıtlarda kayıt ve tescilin yapıldığı takvim yılı başından, son altı ayı içinde yeni kayıt ve tescil edilen taşıtlarda, son altı aylık dönemin başından itibaren,
- Kayıt ve tescilli olup da devir ve temlik sebebiyle kayıt ve tescil yapılan taşıtlarda değişiklik, takvim yılının ilk altı ayında yapılmış ise takip eden son altı aylık dönemin başından; son altı ayında yapılmış ise takip eden takvim yılı başından itibaren, dikkate alınacağı belirtilmiştir.

Tüm bu hükümler dikkate alındığında trafikten çekildikten sonra yeniden trafiğe çıkarılmak istenen taşıtlarla ilgili olarak trafik tescil şube veya bürosunca tescil işlemi yapılacak ve bu işlem ilgili vergi dairesine bildirilecektir. Ancak mükellefiyetin başlaması için önemli olan husus tescil kaydının yapıldığı tarih olup bu işlemin vergi dairesine bildirilmesi mükellefiyetin başlangıç tarihi bakımından önemli değildir. Bu işlem esasen MTVK'nın 7. maddesinin a bendi kapsamında olduğundan, yeni kayıt ve tescil işleminin takvim yılının ilk altı ayı içerisinde yapılması durumunda mükellefiyet takvim yılı başından itibaren, yeni kayıt ve tescil işleminin takvim yılının ikinci altı aylık dönemi içerisinde yapılması durumunda ise ikinci altı aylık dönemin başından itibaren başlayacaktır. Örneğin 05.04.2017 tarihinde trafikten çekilen aracın yeniden trafiğe çıkarılmasına ilişkin işlemlerin 22.06.2019 tarihinde tamamlanarak tescil işleminin yapıldığını ve bu işlemin ilgili vergi dairesine 29.06.2019 tarihinde bildirildiğini varsayalım. Bu durumda 1 Sayılı MTV Sirküleri uyarınca mükellefiyetin sona erdiği tarih ile mükellefiyetin başladığı tarih arasında geçen dönemler için MTV tahakkuku yapılmayacaktır. Mükellefiyet ise MTVK'nın 7. maddesinin a bendi uyarınca 01.01.2019 tarihi itibariyle başlayacaktır.

Aracın Çalınması Durumunda MTV Ödenecek mi?

Aracın çalınması durumunda Karayolları Trafik Yönetmeliği'nin 43. Maddesine göre tescil kayıtlarının kapatılması için, aracın bilgi sistemindeki tescil kayıtlarına çalındığına dair ilgili birimlerce konulmuş ibarenin bulunması ve çalındığı tarihten itibaren bir ay geçmiş olması şartıyla herhangi bir trafik tescil şube veya bürosuna müracaat edilebilmektedir. Dolayısıyla aracın çalınması durumunda öncelikle çalınmaya ilişkin ilgili birimlerce konulmuş bir ibarenin bulunması ve çalındığı tarihten itibaren bir ay geçmesine rağmen aracın bulunamaması gerekmektedir. Aracın tescil kaydı dilekçe ve savcılık veya mahalli kolluk birimlerince düzenlenmiş çalınma olayına ait belge alınarak aracın bilgisayar kayıtlarına ve tescil dosyasına "çalınmıştır" kaydı düşülerek silinmektedir. Aracın tescil kaydının çalıntı tarihi itibariyle silindiği Gelir İdaresi Başkanlığına elektronik sistemle, bunun mümkün olmaması halinde ise en geç on beş iş günü içinde yazılı olarak ilgili vergi dairesine bildirilmektedir.

1 Sayılı MTV Sirküleri'ne göre çalınan araçların tescil kayıtlarının silinmesi ve tescil kayıtlarının silindiğinin trafik tescil kuruluşlarınca ilgili vergi dairelerine bildirilmesi halinde; tescil kaydının silindiği tarihi takip eden dönemin başından itibaren MTVK'nın 8. Maddesi hükmü gereğince, bu araçlardan dolayı motorlu taşıtlar vergisi mükellefiyeti bulunan kişilerin mükellefiyetleri sona erdirilmektedir. MTVK'nın 8. maddesine göre ise motorlu taşıtların trafik siciline ait kayıtlarının silinmesi halinde, silinme işlemi takvim yılının ilk altı ayı içinde yapılmış ise ikinci altı aylık dönemin başından, ikinci altı aylık dönem içinde yapılmışsa takip eden takvim yılı başından itibaren mükellefiyetin sona ereceği belirtilmiştir. Örneğin, taşıtın 06.04.2019 tarihinde çalındığını varsayalım. Bu durumda öncelikle Karayolları Trafik Yönetmeliği gereği 06.05.2019 tarihine kadar beklenecektir. Bir aylık süre içinde taşıtın bulunamadığını varsaydığımızda herhangi bir trafik tescil şube veya bürosuna müracaat edilerek tescil kaydı silinerek Gelir İdaresi Başkanlığına mümkün olmaması durumunda ilgili vergi dairesine bildirim yapılacaktır. Bu durumda MTV mükellefiyeti 01.07.2019 tarihinden itibaren sona erecek ve 01.01.2019 tarihi itibariyle yıllık olarak tahakkuk eden temmuz ayında ödenmesi gereken MTV'nin ikinci taksiti ödenmeyecektir.

Çalınan araçların bulunması halinde ise bu araçların tescil kaydı üzerinde gerekli düzeltme işleminin yapıldığının trafik tescil kuruluşu tarafından ilgili vergi dairesine bildirilmesi halinde tescil kaydının yapıldığı tarihten itibaren MTV mükellefiyeti yeniden başlatılacaktır.

Mükellefiyetin sona erdiği tarih ile mükellefiyetin başladığı tarih arasında geçen dönemler içerisinde MTV tahakkuku yapılmayacaktır.

MTV'nin Daha Az Ödenmesi Mümkün Mü?

MTV mükellefleri tahakkuk eden vergiyi ocak ve temmuz aylarında iki eşit taksitte ödemektedirler. Ödenecek vergi ise 31.12.2017 tarihinden önce kayıt ve tescil edilen araçlar için aracın yaşı ve motor silindir hacmine, 01.01.2018 tarihinden sonra kayıt ve tescil edilen araçlar için ise aracın yaşı ve motor silindir hacminin yanında taşıtın değerine bağlı olarak değişmektedir. MTV'nin daha az ödenmesine ilişkin düzenleme sadece I sayılı tarifede yer alan otomobil, cip, arazi taşıtı vb. için mümkün olup ayrıntılı açıklamalara 28 Seri No'lu MTV Genel Tebliği'nde yer verilmiştir. Tebliğ'de yer alan açıklamalar şu şekilde özetlenebilir;

- Uygulama mükelleflerin müracaatları üzerine yapılacaktır,
- Mükelleflerin bu uygulamadan yararlanabilmesi için, taşıtların kasko sigortası poliçesine sahip olmaları zorunlu değildir,
- I sayılı tarifede yer alan taşıtların kasko sigortası değerlerinin belirlenmesinde, Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketleri Birliği tarafından her yılın Ocak ayından itibaren uygulanmak üzere yayınlanan ve taşıtların cinsi, kodu, modeli, markası, tipi ve yaşı itibariyle kasko sigortası değerlerinin yer aldığı "Motorlu Kara Taşıtları Kasko Değer Listesi" esas alınacaktır,
- Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketleri Birliği tarafından her yılın Ocak ayından itibaren uygulanmak üzere yayınlanan "Motorlu Kara Taşıtları Kasko Değer Listesi"nde yer almayan taşıtların kasko sigortasına esas olan değerleri; yetkili sigorta acentelerinin müracaat etmeleri halinde Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketleri Birliği tarafından ayrıca belirlenecektir,
- Taşıtların MTV tutarlarının kasko sigortası değerlerinin % 5'ini aşması halinde, aynı yaş grubunda bulunan taşıtlara ait vergi tutarları, bir alt kademede bulunan taşıtlara isabet eden vergi tutarı olarak uygulanacaktır.

Örneğin, 05.04.2003'de kayıt ve tescil edilen ve motor silindir hacmi 4000 cm3 olan bir taşıtın 2019 yılında ödemesi gereken MTV 2.647,00-TL'dir. Bu taşıtın kasko sigortasına esas değerinin 50.000,00-TL olduğunu varsayalım. Bu durumda;

Taşıtın Kasko Sigortasına Esas Değer 50.000,00-TL
Taşıtın Kasko Sigortasına Esas Değer'in %5'i 2.500,00-TL
2019 Yılında Ödenmesi Gereken MTV 2.647,00-TL
Bir Alt Kademeye Göre Ödenmesi Gereken MTV Tutarı 1.888,00-TL

Yukarıda da görüleceği üzere taşıtın MTV'si, kasko sigortasına esas değerinin %5'inden fazla olduğundan, ödenmesi gereken MTV için; aynı yaş grubunda bulunan taşıtlara ait MTV tutarı dikkate alınmaktadır. Taşıtın kasko değerinin % 5'inin bir alt kademedeki MTV'den de düşük olması halinde, tebliğde yer alan "… aynı yaş grubunda bulunan taşıtlara ait vergi tutarları, bir alt kademede bulunan taşıtlara isabet eden vergi tutarı olarak uygulanacaktır." Hükmü gereği ikinci alt kademeye inilmesi mümkün değildir.

Malûl ve Engellilerin MTV Ödememeleri Mümkün müdür?

MTVK'nın 4. maddesine göre engellilik oranı % 90 ve daha fazla olan malûl ve engellilerin adlarına kayıtlı taşıtlar ile diğer malûl ve engellilerin, bu durumlarına uygun hale getirilmiş özel tertibatlı taşıtlarının MTV'den istisna olduğu hükme bağlanmış ve uygulamaya ilişkin açıklamalara 21 Seri No'lu MTV Genel Tebliği'nde ve 4 Sayılı MTV Sirküleri'nde yer verilmiştir.

Tebliğ ve Sirkülerde yer alan açıklamalar şu şekilde özetlenebilir;

Sakatlık dereceleri % 90 ve daha fazla olan malûl ve engellilerin bu durumlarını tam teşekküllü Devlet hastanesinden alınmış olan sağlık kurulu raporu ile ilgili vergi dairelerine belgelendirmeleri halinde, kendi adlarına kayıt ve tescil edilmiş olan taşıtları, MTV'ye tabi tutulmayacaktır. Bu istisnadan yararlanmak için, malûl ve engellilere ait taşıtın özel tertibatlı veya özel tertibatlı hale getirilmiş olması şartı aranmamaktadır,
Sakatlık dereceleri % 90 dan az olan malûl ve engellilerin bu durumlarını; tam teşekküllü Devlet hastanesinden alınan sağlık kurulu raporu ile belgelendirmeleri, kendi adlarına kayıt ve tescilli olan taşıtların engellilik haline uygun özel tertibatlı veya özel tertibatlı hale getirilmiş taşıtlar olması gerekmektedir.

Malûl ve engellilerle ilgili olarak önemli olan husus sakatlık derecelerinin %90 ve üzerinde veya %90'ın altında olmasıdır. Bu ayrıma göre taşıtın MTV'den istisna tutulabilmesi için özel tertibatlı hale getirilmiş olması ya da olmaması aranmaktadır.

Malûl ve Engellilerin Ölümü Durumunda Mirasçılar MTV İstisnasından Yararlanabilir mi?

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 8. maddesinde her insanın hak ehliyetinin olduğu, 28. maddesinde ise kişiliğin çocuğun sağ olarak doğduğu anda başlayıp, ölümle sona erdiği düzenlenmiştir.

Malûl ve engellilerin adlarına kayıtlı taşıtların MTV'den istisna tutulmasındaki amaç, malûl ve engelli olanların sosyal hayata katılımlarını arttırmak günlük yaşantılarını kolaylaştırmak olup, sadece malûl ve engellilerin kendilerinin ulaşım ihtiyaçlarını karşılamada kullanılacak taşıtlar için söz konusu istisna hükmü uygulanmaktadır.

213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun (VUK) "Mirasçıların Sorumluluğu" başlıklı 12. Maddesinde ölüm halinde mükelleflerin ödevlerinin mirası reddetmemiş kanuni ve mansup mirasçılarına geçeceği hüküm altına alınmıştır.
Mali idare tarafından yayınlanan 68216117-000.010.07.01-58 sayılı Genel Yazı'ya göre, MTV istisnasından faydalanan malûl ve engellilerin vefat ettikleri tarihten itibaren haklara sahip olmaları mümkün bulunmadığından veraset yoluyla mirasçılara intikal eden taşıtlardan dolayı murisin ölüm tarihinin içinde bulunduğu dönemin başından itibaren, veraset ilamında mülkiyeti intikal ettiği belirtilen mirasçılar adına MTV mükellefiyetinin tesis ettirilmesi gerekmektedir. Ancak, mirasçılar tarafından veraset ilamının ilgili vergi dairesine ibraz edilmemesi halinde, mirası reddetmemiş mirasçılar adına MTV mükellefiyeti tesis edilerek, yapılacak olan MTV tarh, tahakkuk, tahsil, düzeltme ve iade işlemlerinde VUK'un ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'da (AATUHK) yer alan zamanaşımı sürelerine ilişkin hükümler ile reddi miras süresi göz önünde bulundurulacaktır.

Taşıtın Yanması ve Hurda Haline Gelmesi Durumunda MTV Uygulaması Nasıl Olacaktır?

Karayolları Trafik Yönetmeliği'nin 39. maddesine göre ekonomik ömrünü doldurma, eskime, yıpranma, kaza, yanma, tahrip edilme ve benzeri nedenlerle kullanılamaz duruma gelen araçlar; ilgili vergi dairesinden alınmış MTV, gecikme faizi, gecikme zammı, vergi cezası, trafik idari para cezası ile idari para cezaları ile geçiş ücreti borcu bulunmadığına dair ilişik kesme belgesinin ibrazı ve kayıtlarında haciz, rehin, tedbir gibi kısıtlayıcı şerhler bulunmaması halinde, müracaat tarihi itibariyle herhangi bir trafik tescil şube veya bürosunda hurdaya çıkarılmaktadır. Mali idare tarafından verilen bir özelgede3 taşıtın yanarak hurda haline geldiği tarih itibarıyla trafik tescil kaydının silinmesi halinde aynı tarih itibarıyla MTV mükellefiyetinin de terkin edileceği belirtilmiştir. MTVK'nın 8. maddesinde motorlu taşıtların trafik siciline ait kayıtlarının silinmesi halinde, silinme işlemi takvim yılının ilk altı ayı içinde yapılmış ise ikinci altı aylık dönemin başından, ikinci altı aylık dönem içinde yapılmışsa takip eden takvim yılı başından itibaren mükellefiyetin sona ereceği belirtilmiştir. Ancak özelge madde metninin aksine, mükellefiyetin terkini için trafik tescil kaydının silinmesini yeterli görmüş, terkin için birinci ve ikinci altı aylık dönem ayrımına girmemiştir.

Tadilat Sonucunda Niteliği Değişen Araçlarda MTV Nasıl Hesaplanacaktır?

MTVK'nın 9. maddesinde, Kanun'un 10. ve 11. maddelerine göre, vergi miktarlarında bir değişiklik olması halinde, bu değişikliğe göre ödenecek verginin;
- Değişikliğin, takvim yılının ilk altı ayında yapılması durumunda takip eden son altı aylık dönemin başında,
- Değişikliğin takvim yılının son altı ayında yapılmış olması durumunda ise takip eden takvim yılı başında tahakkuk ettirilmiş sayılacağı belirtilmiştir.
Ayrıca takvim yılının ilk altı ayında, taşıtın bünyesinde bir değişiklik olması veya verginin artırılması veya azaltılması halinde ikinci taksit, yeni duruma göre ödenecektir.
MTVK'nın 11. maddesinde yıl içinde taşıtın vergilendirilmesine esas olan model yılı, cinsi, motor silindir hacmi, motor gücü, azami toplam ağırlığı ve azamî kalkış ağırlığı gibi unsurlarından herhangi birisinde, verginin artırılması veya azaltılmasını gerektiren bir değişiklik olduğu takdirde bu değişiklik;
- Takvim yılının ilk altı ayında yapılmış ise takip eden son altı aylık dönemin başından,
- Son altı ayında yapılmış ise takip eden takvim yılı başından itibaren dikkate alınır ve vergi, yeni duruma göre ödenir.
Motorlu kara taşıtlarının yapılacak tadilatla, başka bir taşıta dönüştürülerek kullanılması mümkün bulunmaktadır. Örneğin, bir kamyonetin yapılacak tadilat ile birlikte minibüse dönüştürülmesi söz konusu olabilir. Dönüşüm ise ödenmesi gereken MTV'yi etkilemekte olup azami toplam ağırlığı 1.500 kg'a kadar olan kamyonetin MTV'si minibüsün MTV'sinden fazladır ve dönüşüm sonrasında daha az MTV ödenmesi gündeme gelebilmektedir. Bu durum MTVK'nın 9. maddesi uyarınca vergi miktarında değişiklik meydana getirdiğinden değişikliğin tarihi önem arz etmektedir. Buna göre kamyonetin minibüse dönüştürülmesi örneğinden hareketle:

Değişikliğin takvim yılının ilk altı ayında yapılması durumunda ilk altı aylık dönem için kamyonete ait MTV ödenecek ve değişiklik izleyen altı aylık dönemin başından itibaren dikkate alınacağından, ikinci altı aylık dönem için minibüse ait MTV ödenecektir.

Değişikliğin takvim yılının son altı ayında yapılması durumunda, ilk altı aylık dönemde motorlu taşıt kamyonet vasfını koruduğundan kamyonete ait MTV ödenecek, kamyonetin minibüse dönüştürülmesi takvim yılının son altı aylık döneminde yapıldığından ve bu değişiklik takip eden takvim yılı başından itibaren dikkate alınacağından ikinci aylık dönemde de kamyonete ait MTV ödenecektir. Ancak izleyen takvim yılının başından itibaren minibüse ait MTV ödenmeye başlanacaktır.

MTV Kazanç ve İratların Tespitinde Gider Olarak Dikkate Alınabilir mi?

MTVK'nın 14. maddesine göre ticari maksatla kullanılan uçak ve helikopterler ile taşıt kiralama faaliyeti ile uğraşan işletmelerin bu amaçla kiraya verdikleri taşıtlar hariç Kanuna bağlı I, I/A ve IV sayılı tarifelerde yer alan taşıtlardan alınan MTV'nin, gelir ve kurumlar vergilerinin matrahlarının tespitinde gider olarak kabul edilmeyeceği belirtilmiştir. İlgili madde metni dikkate alındığında özetle;

Otomobil, arazi taşıtı, motosiklet, uçak ve helikopterlerden alınan MTV, gelir ve kurumlar vergilerinin matrahlarının tespitinde gider olarak dikkate alınmayacaktır. Örneğin, bir işletmenin aktifinde kayıtlı olan otomobile ilişkin MTV, kazancın tespitinde giderleştirilemeyecektir. MTV'nin gider olarak dikkate alınması sadece ticari amaçlarla kullanılan uçak ve helikopterler ile taşıt kiralama faaliyeti ile uğraşan işletmelerin, bu amaçla yani ticari maksatla kiraya verdikleri taşıtlar için söz konusu olacaktır. Örneğin, taşıt kiralama işi ile iştigal eden bir işletmenin, kiraya verdiği taşıtlara ait MTV gider olarak kabul edilebilecek, ancak işletme amaçlarında kullanılan motorlu taşıtlara ait MTV gider olarak kabul edilemeyecektir. Bunun yanı sıra sürücü kursuna ya da bir taksi işletmesine ait motorlu taşıtlara ait MTV'nin kazancın tespitinde gider olarak dikkate alınması; söz konusu işletmeler taşıt kiralama faaliyeti ile iştigal etmediklerinden mümkün değildir.

Kanuna bağlı II sayılı tarifede yer alan minibüs, kamyon, kamyonet, otobüs, çekici gibi motorlu araçlara ait kazancın tespitinde gider olarak kabul edilebilecektir. Örneğin bir nakliye şirketi, aktifine kayıtlı kamyonlara ait MTV'yi kazancın tespitinde gider olarak dikkate alabilecektir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder