14 Temmuz 2019 Pazar

Google’ın Vergiden Kaçınma Stratejisi

Günümüzde istenilen her bir bilgi, ürün veya hizmet internette, Google’ın başını çektiği arama motorları üzerinden araştırılarak temin edilebilmektedir. Bu arama motorlarının herhangi bir mağazası bulunmamakla birlikte web siteleri dünya üzerinde her ülkede kullanılabilir durumdadır. Herhangi bir ürün satmadığı halde Google ve diğer arama motorları ve hatta Youtube, Twitter, Instagram gibi internet sitelerini de kapsayan çok geniş bir yelpazede kazançlar, reklam gelirleri üzerinden elde edilmektedir.



Özellikle internet üzerinden verilen reklamlar arttıkça, söz konusu reklam gelirinin nerede elde edilmiş sayılacağına ilişkin sorunlar da tartışılır hale gelmiştir. Temel vergi mantığı ile düşünüldüğünde reklam verenin bulunduğu ülkenin vergilendirme konusunda yetkili olduğu değerlendirilebilir. Sorun reklamı veren, reklamı yayınlayan ve reklamın yayınlandığı ülkelerin birbirinden farklı olduğu zaman ortaya çıkmaktadır. Örneğin; İngiltere’deki bir reklam verenin Google’a reklam hizmeti için ödediği ücret İngiltere’de mi yoksa Google’ın merkezinin bulunduğu ABD’de mi vergilendirilecektir?

Google, çevrimiçi arama hizmetinden elde edilen gelirin, hizmetin sunulduğu yerden değil, arama motoru teknolojisinin bulunduğu yerden elde edildiğini savunarak kendilerince sunulan çevirimiçi arama teknolojisinin yalnızca ABD’de geliştirildiğini ve bu nedenle bu hizmet nedeniyle elde edilen gelirin ABD kaynaklı olarak değerlendirilmesi gerektiğini ve vergilendirme yetkisinin yalnızca ABD hükümetine ait olduğunu iddia etmekteydi. Bu tez Apple’ın Iphone satışından elde edilen kazanç için satışın yapıldığı yerden ziyade teknolojinin üretildiği yer olan ABD’de vergilendirilmesi gerektiği savunması ile birbirine benzemektedir.

Avrupa Komisyonu Google’ın bu iddiasını reddederek 2005’ten beri Birleşik Krallık’taki reklam verenlerden elde ettiği reklam gelirlerine ilişkin olarak Birleşik Krallık hükümetine hiçbir vergi ödemesinde bulunmaması nedeniyle 130 milyon €’luk bir vergi cezası uygulamıştır.

Öte yandan bugünlerde Google, 2015 yılında Japonya’daki reklam faaliyeti kapsamında elde ettiği 32 milyon $’lık reklam gelirini, söz konusu faaliyet Singapur için destek operasyonuymuş gibi gösterilerek vergi oranlarının daha düşük olduğu Singapur’da elde edilmiş gibi değerlendirilmesine yol açtığı gerekçesi ile Japon mali idaresi tarafından 9.2 milyon $’lık bir vergi cezasına çarptırıldı.

Google özelinde ülkemizde de 2009 yılında ilk kez mali idare tarafından Türkiye’deki reklam gelirleri açısından inceleme başlatılmış ve Google’ın Türkiye’de bulunan iştiraki, Türkiye’deki reklam hizmetleri açısından daimi temsilcisi olarak değerlendirilerek kazancın Türkiye’de elde edildiği ve vergileme yetkisinin Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne ait olduğu yorumuyla beraber beyan dışı bırakılmış kazançlara isabet eden vergilerin tarhı vergi inceleme elemanları tarafından önerilmiştir.

Özellikle elektronik ticaret ve elektronik hizmetlerde vergilendirme yetkisinin hangi ülkeye ait olduğuna ve kazancın nerede elde edildiğine dair ülkeler arası çifte vergilendirmeyi önleme anlaşmaları ile geçici çözümler aransa da uluslararası vergi hukukunda konu ile ilgili temel prensipler oluşturulamadığından bu ve benzeri konular ilerleyen yıllarda ihtilaf konusu olmaya devam edecektir.

Yukarıdaki içerik Vergi Dünyası dergisinin 2019 yılı Temmuz sayısındaki "Çokuluslu Şirketlerin Uluslararası Vergileme Stratejileri" konulu makaleden alınmıştır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder