Motorlu
Taşıtlar Vergisinin mükellefi; trafik sicili ile Ulaştırma Bakanlığı'nca tutulan sivil hava vasıtaları sicilinde
adlarına motorlu taşıt kayıt ve tescil edilmiş olan gerçek ve tüzel kişilerdir.
Vergi, Kanun'a bağlı I, I/A sayılı tarifeler bakımından, 31.12.2017 tarihinden
önce kayıt ve tescil edilen araçlar için aracın yaşı ve motor silindir hacmine,
01.01.2018 tarihinden sonra kayıt ve tescil edilen araçlar için ise aracın yaşı
ve motor silindir hacminin yanı sıra taşıtın değerine, II sayılı tarife bakımından
aracın yaşı, motor silindir hacmi, oturma yeri veya ağırlığına göre, IV sayılı
tarife bakımından ise taşıtın yaşına ve ağırlığına göre alınmaktadır. III
sayılı tarife ise 2009 yılında yürürlükten kaldırılmıştır. Vergi her yılın ocak
ayı başında yıllık olarak tahakkuk ettirilerek mükellefe ayrıca tebliğ
edilmemekte ve ocak ve temmuz aylarında iki eşit taksitte ödenmektedir.
Şimdi Motorlu Taşıtlar Vergisi ile ilgili
özellikli konuları aşağıdaki sorulara yanıt arayarak inceleyelim.
Aracın Modeli ile Trafiğe Çıkışının Farklı Yıllarda Olması Durumunda Aracın
Yaşı ve MTV'si Nasıl Hesaplanacaktır?
197 Sayılı Motorlu Taşıtlar Vergisi
Kanunu'nun (MTVK) 11. maddesine göre taşıtların tescil belgesinde yazılı olan
model yılında bir yaşında olduğu kabul edilmektedir. Diğer taraftan MTVK'nın 2.
maddesinin 18. bendinde ise yaşın motorlu taşıtlarda model yılına göre geçen
süre olduğu, bu sürenin takvim yılı itibarıyla tespit edileceği hükme
bağlanmıştır. Mali idare tarafından verilen bir özelgede2 1986 takvim yılında,
1987 ve 1986 model taşıtlar 1 yaşında, 1985 model taşıtlar 2 yaşında, 1980
model taşıtlar 7 yaşında, 1970 model taşıtlar ise 17 yaşındadır."
açıklaması yapılarak model yılından önce trafiğe çıkan taşıtların trafiğe
çıktıkları yıl ile model yılında 1 yaşında oldukları kabul edilerek uygulama
yapılacağı belirtilmiştir.
Örneğin 2014 model bir aracın satışının ve
trafiğe çıkışının 2015 yılında olması durumunda, 2019 yılı itibariyle bu aracın
yaşı 6 yaş olmaktadır. Bu çerçevede aracın yaşının hesaplanmasında aracın model
yılı dikkate alınmaktadır.
Aracın Trafikten Çekilmesi Durumunda MTV Ödenmesi Gerekir mi?
Karayolları Trafik Yönetmeliği'nin 41.
maddesinin birinci fıkrasının a bendine göre trafikten çekme işleminin herhangi
bir trafik tescil şube veya bürosunca yapılacağı, ç bendine göre trafikten
çekme işlemi tamamlanan aracın tescilinin silineceği, d bendine göre ise
trafikten çekilen araç bilgilerinin Gelir İdaresi Başkanlığına elektronik
sistemle, bunun mümkün olmaması halinde ise en geç on beş iş günü içinde yazılı
olarak ilgili vergi dairesine bildirileceği belirtilmiştir.
1 Sayılı MTV Sirküleri'ne göre trafikten
çekme belgesi alınan araçların tescil kayıtlarının silinmesi ve tescil
kayıtlarının silindiğinin trafik tescil kuruluşlarınca ilgili vergi dairelerine
bildirilmesi halinde; tescil kaydının silindiği tarihi takip eden dönemin
başından itibaren MTVK'nın 8. maddesi hükmü gereğince, bu araçlardan dolayı
motorlu taşıtlar vergisi mükellefiyetleri bulunan kişilerin mükellefiyetleri
sona erdirileceği hükmü yer almaktadır.
MTVK'nın 8. maddesine göre motorlu
taşıtların trafik siciline ait kayıtlarının silinmesi halinde, silinme işlemi
takvim yılının ilk altı ayı içinde yapılmış ise ikinci altı aylık dönemin
başından, ikinci altı aylık dönem içinde yapılmışsa takip eden takvim yılı
başından itibaren mükellefiyetin sona ereceği belirtilmiştir. Bu çerçevede
silinme işleminin takvim yılının ilk altı ayı içerisinde (1 Ocak - 30 Haziran)
yapılması halinde ikinci altı aylık dönemin başından (1 Temmuz), ikinci altı
aylık dönem (1 Temmuz - 31 Aralık) içinde yapılması halinde ise izleyen takvim
yılı başından itibaren mükellefiyet sona erecektir.
Tüm bu hükümler dikkate alındığında
trafikten çekilmek istenilen taşıtla ilgili olarak öncelikle trafik tescil şube
veya bürosunca tescil işleminin silinmesi ve bu hususun vergi dairesine bildirilmesi
gerekmektedir. Ancak mükellefiyetin sona ermesi bakımından önemli olan husus tescil
kaydının silinme tarihi olup, vergi dairesine bildirim tarihi mükellefiyetin
sona ermesi bakımından önemli değildir. Örneğin trafikten çekilmek istenilen
araçla ilgili olarak işlemlerin 23.02.2019 tarihinde tekemmül ettirilip
Karayolları Trafik Yönetmeliği uyarınca tescil kaydının silindiğini ve ilgili
vergi dairesine de 02.03.2019 tarihinde bildirimin yapıldığını varsayalım. Bu durumda
MTV mükellefiyeti 01.07.2019 tarihinden itibaren sona erecek ve 01.01.2019
tarihi itibariyle yıllık olarak tahakkuk eden temmuz ayında ödenmesi gereken
MTV'nin ikinci taksidi ödenmeyecektir.
Trafikten Çekilen Aracın Yeniden Trafiğe Çıkarılması Durumunda MTV Uygulaması
Nasıl Olacaktır?
Karayolları Trafik Yönetmeliği'nin 41.
maddesinin ikinci fıkrasının a bendine göre yeniden trafiğe çıkarma işleminin,
herhangi bir trafik tescil şube veya bürosunca yapılacağı ve ç bendine göre ise
yeniden trafiğe çıkarılan araç bilgilerinin Gelir İdaresi Başkanlığına elektronik
sistemle, bunun mümkün olmaması halinde ise en geç on beş iş günü içinde yazılı
olarak ilgili vergi dairesine bildirileceği hükme bağlanmıştır.
1 Sayılı MTV Sirküleri'nde trafikten çekme
belgesine sahip olan araçların yeniden trafiğe çıkarılması halinde bu araçların
tescil kaydının yapıldığının trafik tescil kuruluşu tarafından ilgili vergi
dairesine bildirilmesi halinde; tescil kaydının yapıldığı tarihten itibaren
motorlu taşıtlar vergisi mükellefiyeti yeniden başlatılacak ve mükellefiyetin
sona erdiği tarih ile mükellefiyetin başladığı tarih arasında geçen dönemler
için motorlu taşıtlar vergisi tahakkuku yapılmayacağı belirtilmiştir.
MTVK'nın 7. maddesine göre mükellefiyet,
motorlu taşıtların trafik sicili ile sivil hava vasıtaları siciline kayıt ve
tescili ile başlamaktadır. Eğer;
- Takvim yılının ilk altı ayı içinde yeni
kayıt ve tescil edilen taşıtlarda kayıt ve tescilin yapıldığı takvim yılı
başından, son altı ayı içinde yeni kayıt ve tescil edilen taşıtlarda, son altı
aylık dönemin başından itibaren,
- Kayıt ve tescilli olup da devir ve temlik
sebebiyle kayıt ve tescil yapılan taşıtlarda değişiklik, takvim yılının ilk
altı ayında yapılmış ise takip eden son altı aylık dönemin başından; son altı ayında
yapılmış ise takip eden takvim yılı başından itibaren, dikkate alınacağı
belirtilmiştir.
Tüm bu hükümler dikkate alındığında
trafikten çekildikten sonra yeniden trafiğe çıkarılmak istenen taşıtlarla ilgili
olarak trafik tescil şube veya bürosunca tescil işlemi yapılacak ve bu işlem
ilgili vergi dairesine bildirilecektir. Ancak mükellefiyetin başlaması için
önemli olan husus tescil kaydının yapıldığı tarih olup bu işlemin vergi
dairesine bildirilmesi mükellefiyetin başlangıç tarihi bakımından önemli
değildir. Bu işlem esasen MTVK'nın 7. maddesinin a bendi kapsamında olduğundan,
yeni kayıt ve tescil işleminin takvim yılının ilk altı ayı içerisinde yapılması
durumunda mükellefiyet takvim yılı başından itibaren, yeni kayıt ve tescil
işleminin takvim yılının ikinci altı aylık dönemi içerisinde yapılması
durumunda ise ikinci altı aylık dönemin başından itibaren başlayacaktır.
Örneğin 05.04.2017 tarihinde trafikten çekilen aracın yeniden trafiğe
çıkarılmasına ilişkin işlemlerin 22.06.2019 tarihinde tamamlanarak tescil
işleminin yapıldığını ve bu işlemin ilgili vergi dairesine 29.06.2019 tarihinde
bildirildiğini varsayalım. Bu durumda 1 Sayılı MTV Sirküleri uyarınca
mükellefiyetin sona erdiği tarih ile mükellefiyetin başladığı tarih arasında
geçen dönemler için MTV tahakkuku yapılmayacaktır. Mükellefiyet ise MTVK'nın 7.
maddesinin a bendi uyarınca 01.01.2019 tarihi itibariyle başlayacaktır.
Aracın Çalınması Durumunda MTV Ödenecek mi?
Aracın çalınması durumunda Karayolları Trafik
Yönetmeliği'nin 43. Maddesine göre tescil kayıtlarının kapatılması için, aracın
bilgi sistemindeki tescil kayıtlarına çalındığına dair ilgili birimlerce
konulmuş ibarenin bulunması ve çalındığı tarihten itibaren bir ay geçmiş olması
şartıyla herhangi bir trafik tescil şube veya bürosuna müracaat
edilebilmektedir. Dolayısıyla aracın çalınması durumunda öncelikle çalınmaya
ilişkin ilgili birimlerce konulmuş bir ibarenin bulunması ve çalındığı tarihten
itibaren bir ay geçmesine rağmen aracın bulunamaması gerekmektedir. Aracın
tescil kaydı dilekçe ve savcılık veya mahalli kolluk birimlerince düzenlenmiş
çalınma olayına ait belge alınarak aracın bilgisayar kayıtlarına ve tescil dosyasına
"çalınmıştır" kaydı düşülerek silinmektedir. Aracın tescil kaydının
çalıntı tarihi itibariyle silindiği Gelir İdaresi Başkanlığına elektronik
sistemle, bunun mümkün olmaması halinde ise en geç on beş iş günü içinde yazılı
olarak ilgili vergi dairesine bildirilmektedir.
1 Sayılı MTV Sirküleri'ne göre çalınan
araçların tescil kayıtlarının silinmesi ve tescil kayıtlarının silindiğinin
trafik tescil kuruluşlarınca ilgili vergi dairelerine bildirilmesi halinde; tescil
kaydının silindiği tarihi takip eden dönemin başından itibaren MTVK'nın 8.
Maddesi hükmü gereğince, bu araçlardan dolayı motorlu taşıtlar vergisi
mükellefiyeti bulunan kişilerin mükellefiyetleri sona erdirilmektedir. MTVK'nın
8. maddesine göre ise motorlu taşıtların trafik siciline ait kayıtlarının
silinmesi halinde, silinme işlemi takvim yılının ilk altı ayı içinde yapılmış ise
ikinci altı aylık dönemin başından, ikinci altı aylık dönem içinde yapılmışsa
takip eden takvim yılı başından itibaren mükellefiyetin sona ereceği
belirtilmiştir. Örneğin, taşıtın 06.04.2019 tarihinde çalındığını varsayalım. Bu
durumda öncelikle Karayolları Trafik Yönetmeliği gereği 06.05.2019 tarihine
kadar beklenecektir. Bir aylık süre içinde taşıtın bulunamadığını varsaydığımızda
herhangi bir trafik tescil şube veya bürosuna müracaat edilerek tescil kaydı
silinerek Gelir İdaresi Başkanlığına mümkün olmaması durumunda ilgili vergi
dairesine bildirim yapılacaktır. Bu durumda MTV mükellefiyeti 01.07.2019
tarihinden itibaren sona erecek ve 01.01.2019 tarihi itibariyle yıllık olarak
tahakkuk eden temmuz ayında ödenmesi gereken MTV'nin ikinci taksiti
ödenmeyecektir.
Çalınan araçların bulunması halinde ise bu
araçların tescil kaydı üzerinde gerekli düzeltme işleminin yapıldığının trafik
tescil kuruluşu tarafından ilgili vergi dairesine bildirilmesi halinde tescil
kaydının yapıldığı tarihten itibaren MTV mükellefiyeti yeniden başlatılacaktır.
Mükellefiyetin sona erdiği tarih ile
mükellefiyetin başladığı tarih arasında geçen dönemler içerisinde MTV tahakkuku
yapılmayacaktır.
MTV'nin Daha Az Ödenmesi Mümkün Mü?
MTV mükellefleri tahakkuk eden vergiyi ocak
ve temmuz aylarında iki eşit taksitte ödemektedirler. Ödenecek vergi ise
31.12.2017 tarihinden önce kayıt ve tescil edilen araçlar için aracın yaşı ve
motor silindir hacmine, 01.01.2018 tarihinden sonra kayıt ve tescil edilen araçlar
için ise aracın yaşı ve motor silindir hacminin yanında taşıtın değerine bağlı
olarak değişmektedir. MTV'nin daha az ödenmesine ilişkin düzenleme sadece I
sayılı tarifede yer alan otomobil, cip, arazi taşıtı vb. için mümkün olup
ayrıntılı açıklamalara 28 Seri No'lu MTV Genel Tebliği'nde yer verilmiştir.
Tebliğ'de yer alan açıklamalar şu şekilde özetlenebilir;
- Uygulama mükelleflerin müracaatları
üzerine yapılacaktır,
- Mükelleflerin bu uygulamadan
yararlanabilmesi için, taşıtların kasko sigortası poliçesine sahip olmaları
zorunlu değildir,
- I sayılı tarifede yer alan taşıtların
kasko sigortası değerlerinin belirlenmesinde, Türkiye Sigorta ve Reasürans
Şirketleri Birliği tarafından her yılın Ocak ayından itibaren uygulanmak üzere
yayınlanan ve taşıtların cinsi, kodu, modeli, markası, tipi ve yaşı itibariyle
kasko sigortası değerlerinin yer aldığı "Motorlu Kara Taşıtları Kasko
Değer Listesi" esas alınacaktır,
- Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketleri
Birliği tarafından her yılın Ocak ayından itibaren uygulanmak üzere yayınlanan
"Motorlu Kara Taşıtları Kasko Değer Listesi"nde yer almayan taşıtların
kasko sigortasına esas olan değerleri; yetkili sigorta acentelerinin müracaat etmeleri
halinde Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketleri Birliği tarafından ayrıca belirlenecektir,
- Taşıtların MTV tutarlarının kasko
sigortası değerlerinin % 5'ini aşması halinde, aynı yaş grubunda bulunan
taşıtlara ait vergi tutarları, bir alt kademede bulunan taşıtlara isabet eden vergi
tutarı olarak uygulanacaktır.
Örneğin, 05.04.2003'de kayıt ve tescil
edilen ve motor silindir hacmi 4000 cm3 olan bir taşıtın 2019 yılında ödemesi
gereken MTV 2.647,00-TL'dir. Bu taşıtın kasko sigortasına esas değerinin
50.000,00-TL olduğunu varsayalım. Bu durumda;
Taşıtın Kasko Sigortasına Esas Değer
50.000,00-TL
Taşıtın Kasko Sigortasına Esas Değer'in %5'i
2.500,00-TL
2019 Yılında Ödenmesi Gereken MTV
2.647,00-TL
Bir Alt Kademeye Göre Ödenmesi Gereken MTV Tutarı
1.888,00-TL
Yukarıda da görüleceği üzere taşıtın MTV'si,
kasko sigortasına esas değerinin %5'inden fazla olduğundan, ödenmesi gereken
MTV için; aynı yaş grubunda bulunan taşıtlara ait MTV tutarı dikkate
alınmaktadır. Taşıtın kasko değerinin % 5'inin bir alt kademedeki MTV'den de
düşük olması halinde, tebliğde yer alan "… aynı yaş grubunda bulunan
taşıtlara ait vergi tutarları, bir alt kademede bulunan taşıtlara isabet eden
vergi tutarı olarak uygulanacaktır." Hükmü gereği ikinci alt kademeye
inilmesi mümkün değildir.
Malûl ve Engellilerin MTV Ödememeleri Mümkün müdür?
MTVK'nın 4. maddesine göre engellilik oranı
% 90 ve daha fazla olan malûl ve engellilerin adlarına kayıtlı taşıtlar ile
diğer malûl ve engellilerin, bu durumlarına uygun hale getirilmiş özel
tertibatlı taşıtlarının MTV'den istisna olduğu hükme bağlanmış ve uygulamaya
ilişkin açıklamalara 21 Seri No'lu MTV Genel Tebliği'nde ve 4 Sayılı MTV
Sirküleri'nde yer verilmiştir.
Tebliğ ve Sirkülerde yer alan açıklamalar şu
şekilde özetlenebilir;
Sakatlık dereceleri % 90 ve daha fazla olan
malûl ve engellilerin bu durumlarını tam teşekküllü Devlet hastanesinden
alınmış olan sağlık kurulu raporu ile ilgili vergi dairelerine belgelendirmeleri
halinde, kendi adlarına kayıt ve tescil edilmiş olan taşıtları, MTV'ye tabi tutulmayacaktır.
Bu istisnadan yararlanmak için, malûl ve engellilere ait taşıtın özel
tertibatlı veya özel tertibatlı hale getirilmiş olması şartı aranmamaktadır,
Sakatlık dereceleri % 90 dan az olan malûl
ve engellilerin bu durumlarını; tam teşekküllü Devlet hastanesinden alınan
sağlık kurulu raporu ile belgelendirmeleri, kendi adlarına kayıt ve tescilli
olan taşıtların engellilik haline uygun özel tertibatlı veya özel tertibatlı
hale getirilmiş taşıtlar olması gerekmektedir.
Malûl ve engellilerle ilgili olarak önemli
olan husus sakatlık derecelerinin %90 ve üzerinde veya %90'ın altında
olmasıdır. Bu ayrıma göre taşıtın MTV'den istisna tutulabilmesi için özel tertibatlı
hale getirilmiş olması ya da olmaması aranmaktadır.
Malûl ve Engellilerin Ölümü Durumunda Mirasçılar MTV İstisnasından Yararlanabilir
mi?
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 8.
maddesinde her insanın hak ehliyetinin olduğu, 28. maddesinde ise kişiliğin
çocuğun sağ olarak doğduğu anda başlayıp, ölümle sona erdiği düzenlenmiştir.
Malûl ve engellilerin adlarına kayıtlı
taşıtların MTV'den istisna tutulmasındaki amaç, malûl ve engelli olanların
sosyal hayata katılımlarını arttırmak günlük yaşantılarını kolaylaştırmak olup,
sadece malûl ve engellilerin kendilerinin ulaşım ihtiyaçlarını karşılamada
kullanılacak taşıtlar için söz konusu istisna hükmü uygulanmaktadır.
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun (VUK)
"Mirasçıların Sorumluluğu" başlıklı 12. Maddesinde ölüm halinde
mükelleflerin ödevlerinin mirası reddetmemiş kanuni ve mansup mirasçılarına geçeceği
hüküm altına alınmıştır.
Mali idare tarafından yayınlanan
68216117-000.010.07.01-58 sayılı Genel Yazı'ya göre, MTV istisnasından
faydalanan malûl ve engellilerin vefat ettikleri tarihten itibaren haklara
sahip olmaları mümkün bulunmadığından veraset yoluyla mirasçılara intikal eden
taşıtlardan dolayı murisin ölüm tarihinin içinde bulunduğu dönemin başından
itibaren, veraset ilamında mülkiyeti intikal ettiği belirtilen mirasçılar adına
MTV mükellefiyetinin tesis ettirilmesi gerekmektedir. Ancak, mirasçılar
tarafından veraset ilamının ilgili vergi dairesine ibraz edilmemesi halinde,
mirası reddetmemiş mirasçılar adına MTV mükellefiyeti tesis edilerek, yapılacak
olan MTV tarh, tahakkuk, tahsil, düzeltme ve iade işlemlerinde VUK'un ve 6183 sayılı
Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'da (AATUHK) yer alan zamanaşımı sürelerine
ilişkin hükümler ile reddi miras süresi göz önünde bulundurulacaktır.
Taşıtın Yanması ve Hurda Haline Gelmesi Durumunda MTV Uygulaması Nasıl Olacaktır?
Karayolları Trafik Yönetmeliği'nin 39.
maddesine göre ekonomik ömrünü doldurma, eskime, yıpranma, kaza, yanma, tahrip
edilme ve benzeri nedenlerle kullanılamaz duruma gelen araçlar; ilgili vergi
dairesinden alınmış MTV, gecikme faizi, gecikme zammı, vergi cezası, trafik idari
para cezası ile idari para cezaları ile geçiş ücreti borcu bulunmadığına dair
ilişik kesme belgesinin ibrazı ve kayıtlarında haciz, rehin, tedbir gibi
kısıtlayıcı şerhler bulunmaması halinde, müracaat tarihi itibariyle herhangi
bir trafik tescil şube veya bürosunda hurdaya çıkarılmaktadır. Mali idare
tarafından verilen bir özelgede3 taşıtın yanarak hurda haline geldiği tarih
itibarıyla trafik tescil kaydının silinmesi halinde aynı tarih itibarıyla MTV
mükellefiyetinin de terkin edileceği belirtilmiştir. MTVK'nın 8. maddesinde
motorlu taşıtların trafik siciline ait kayıtlarının silinmesi halinde, silinme
işlemi takvim yılının ilk altı ayı içinde yapılmış ise ikinci altı aylık
dönemin başından, ikinci altı aylık dönem içinde yapılmışsa takip eden takvim yılı
başından itibaren mükellefiyetin sona ereceği belirtilmiştir. Ancak özelge
madde metninin aksine, mükellefiyetin terkini için trafik tescil kaydının
silinmesini yeterli görmüş, terkin için birinci ve ikinci altı aylık dönem
ayrımına girmemiştir.
Tadilat Sonucunda Niteliği Değişen Araçlarda MTV Nasıl Hesaplanacaktır?
MTVK'nın 9. maddesinde, Kanun'un 10. ve 11.
maddelerine göre, vergi miktarlarında bir değişiklik olması halinde, bu
değişikliğe göre ödenecek verginin;
- Değişikliğin, takvim yılının ilk altı
ayında yapılması durumunda takip eden son altı aylık dönemin başında,
- Değişikliğin takvim yılının son altı
ayında yapılmış olması durumunda ise takip eden takvim yılı başında tahakkuk
ettirilmiş sayılacağı belirtilmiştir.
Ayrıca takvim yılının ilk altı ayında,
taşıtın bünyesinde bir değişiklik olması veya verginin artırılması veya
azaltılması halinde ikinci taksit, yeni duruma göre ödenecektir.
MTVK'nın 11. maddesinde yıl içinde taşıtın
vergilendirilmesine esas olan model yılı, cinsi, motor silindir hacmi, motor
gücü, azami toplam ağırlığı ve azamî kalkış ağırlığı gibi unsurlarından
herhangi birisinde, verginin artırılması veya azaltılmasını gerektiren bir değişiklik
olduğu takdirde bu değişiklik;
- Takvim yılının ilk altı ayında yapılmış
ise takip eden son altı aylık dönemin başından,
- Son altı ayında yapılmış ise takip eden
takvim yılı başından itibaren dikkate alınır ve vergi, yeni duruma göre ödenir.
Motorlu kara taşıtlarının yapılacak
tadilatla, başka bir taşıta dönüştürülerek kullanılması mümkün bulunmaktadır.
Örneğin, bir kamyonetin yapılacak tadilat ile birlikte minibüse dönüştürülmesi
söz konusu olabilir. Dönüşüm ise ödenmesi gereken MTV'yi etkilemekte olup azami
toplam ağırlığı 1.500 kg'a kadar olan kamyonetin MTV'si minibüsün MTV'sinden fazladır
ve dönüşüm sonrasında daha az MTV ödenmesi gündeme gelebilmektedir. Bu durum MTVK'nın
9. maddesi uyarınca vergi miktarında değişiklik meydana getirdiğinden
değişikliğin tarihi önem arz etmektedir. Buna göre kamyonetin minibüse
dönüştürülmesi örneğinden hareketle:
Değişikliğin takvim yılının ilk altı ayında
yapılması durumunda ilk altı aylık dönem için kamyonete ait MTV ödenecek ve
değişiklik izleyen altı aylık dönemin başından itibaren dikkate alınacağından,
ikinci altı aylık dönem için minibüse ait MTV ödenecektir.
Değişikliğin takvim yılının son altı ayında
yapılması durumunda, ilk altı aylık dönemde motorlu taşıt kamyonet vasfını
koruduğundan kamyonete ait MTV ödenecek, kamyonetin minibüse dönüştürülmesi
takvim yılının son altı aylık döneminde yapıldığından ve bu değişiklik takip
eden takvim yılı başından itibaren dikkate alınacağından ikinci aylık dönemde de
kamyonete ait MTV ödenecektir. Ancak izleyen takvim yılının başından itibaren
minibüse ait MTV ödenmeye başlanacaktır.
MTV Kazanç ve İratların Tespitinde Gider Olarak Dikkate Alınabilir mi?
MTVK'nın 14. maddesine göre ticari maksatla
kullanılan uçak ve helikopterler ile taşıt kiralama faaliyeti ile uğraşan
işletmelerin bu amaçla kiraya verdikleri taşıtlar hariç Kanuna bağlı I, I/A ve
IV sayılı tarifelerde yer alan taşıtlardan alınan MTV'nin, gelir ve kurumlar vergilerinin
matrahlarının tespitinde gider olarak kabul edilmeyeceği belirtilmiştir. İlgili
madde metni dikkate alındığında özetle;
Otomobil, arazi taşıtı, motosiklet, uçak ve
helikopterlerden alınan MTV, gelir ve kurumlar vergilerinin matrahlarının
tespitinde gider olarak dikkate alınmayacaktır. Örneğin, bir işletmenin
aktifinde kayıtlı olan otomobile ilişkin MTV, kazancın tespitinde
giderleştirilemeyecektir. MTV'nin gider olarak dikkate alınması sadece ticari
amaçlarla kullanılan uçak ve helikopterler ile taşıt kiralama faaliyeti ile
uğraşan işletmelerin, bu amaçla yani ticari maksatla kiraya verdikleri taşıtlar
için söz konusu olacaktır. Örneğin, taşıt kiralama işi ile iştigal eden bir işletmenin,
kiraya verdiği taşıtlara ait MTV gider olarak kabul edilebilecek, ancak işletme
amaçlarında kullanılan motorlu taşıtlara ait MTV gider olarak kabul
edilemeyecektir. Bunun yanı sıra sürücü kursuna ya da bir taksi işletmesine ait
motorlu taşıtlara ait MTV'nin kazancın tespitinde gider olarak dikkate
alınması; söz konusu işletmeler taşıt kiralama faaliyeti ile iştigal
etmediklerinden mümkün değildir.
Kanuna bağlı II sayılı tarifede yer alan
minibüs, kamyon, kamyonet, otobüs, çekici gibi motorlu araçlara ait kazancın
tespitinde gider olarak kabul edilebilecektir. Örneğin bir nakliye şirketi,
aktifine kayıtlı kamyonlara ait MTV'yi kazancın tespitinde gider olarak dikkate
alabilecektir.