Ülkelerin kamu harcamalarının en önemli kaynağını vergiler oluşturmaktadır. Bu anlamda özellikle mükelleflerden vergi toplama aşamasında, vergi kayıp ve kaçağı ile mücadele etmek hükümetler için zorlu bir süreci de beraberinde getirmektedir. Dünyada sınır ötesi sermaye hareketlerinin büyük ölçüde artması sonucunda, söz konusu vergi kayıpları ile yerel düzeyde mücadele etmek giderek daha zor hale geldiğinden; G20 ve OECD ülkeleri bu sorunla başa çıkabilmek adına "BEPS (Base Erosion and Profit Shifting) Eylem Planı"nı devreye almışlardır.
"Kar
Aktarımı Yoluyla Matrah Aşındırması" konusu ile ilgili tartışmalar,
2000'li yıllardan itibaren, uluslararası kuruluşların gündemlerinde yer
almaktadır. Bu çalışmalar kapsamında G-20 ülkelerinin çağrısı üzerine OECD
tarafından hazırlanan "BEPS Eylem Planı" 19 Temmuz 2013 tarihinde
yayımlanmış ve son olarak Kasım 2015'te Antalya'da yapılan G-20 zirvesine
katılan tüm ülkeler tarafından onaylanmıştır. BEPS Eylem Planı çerçevesinde
yerel vergi mevzuatları arasında var olan boşluklar sebebiyle vergilendirilmesi
gereken bir kazancın çifte vergilendirilmesi veya dünyanın hiçbir yerinde
vergilendirilmemesi durumunun ortadan kaldırılması, işlemlerin özü ile
vergilendirme arasındaki ilişkinin dengelenmesi ve vergilendirmede şeffaflığın
arttırılması amaçlanmaktadır.
BEPS girişimi ile OECD ve G-20 ülkeleri arasında ortak
bir vergi dilinin oluşturulması hedefi aynı zamanda transfer fiyatlandırması
dokümantasyonunda bir standardizasyon sağlanmasını ihtiyacını da konu etmiştir.
15 eylemden oluşan BEPS planında, 13. Eylem ile OECD ve G-20 ülkeleri için
hedeflenen dokümantasyon birliğini sağlamak yönünde adımlar atılmıştır. 13.
Eylem Planı;
- Genel Rapor
- Yıllık Transfer Fiyatlandırma Raporu
- Ülke Bazlı Raporlama (CbCR)
olmak üzere üç kavram üzerine konumlanmıştır.
Türkiye gerek OECD üyesi
olarak gerek G20 ülkeleri arasında yer alarak vergide şeffaflık, vergide
karşılıklı yardımlaşma ve bilgi değişimi ve vergi kayıp ve kaçağı ile mücadele
konusundaki uluslararası çabaları hararetli bir şekilde desteklemiştir. Ancak
iş uygulamaya gelince işi ağırdan almıştır.
Ülkemiz BEPS 13
ile ilgili değişiklikleri Ağustos 2016’da yaparak; dokümantasyon kapsamını,
yurtdışındaki ilişkili kişilerin faaliyetlerine ilişkin bilgilerin dahil
edilmesi zorunluluğu getirme; bilgilerin diğer ülkelerle karşılıklı değişimine
ilişkin usullerle, transfer fiyatlandırması ile ilgili diğer hususları
belirleme yetkisi” idareye verildi.
Ancak
değişikliğe ilişkin ilk ikincil düzenleme “2151 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı”
ile yapılarak 25.02.2020 tarihli Resmi Gazete’de yayımlandı. Böylece
mükellefler dokümantasyon amaçlı; “genel rapor (masterfile)” ve “ülke bazlı
rapor (country-by-county reporting)” hazırlayıp idareye sunacak.
Yapılan
düzenlemeler aşağıdaki gibidir:
1. Çok
uluslu işletmeler grubu kapsamında bulunan ve bir önceki hesap dönemine ilişkin
kurumlar vergisi beyannamesi ekinde yer alan bilançodaki aktif büyüklüğü ve
gelir tablosundaki net satışlar tutarının her ikisi de 500 Milyon TL ve üzerinde
olan Türkiye mukimi kurumlar vergisi mükellefleri, 2019 yılı hesap döneminden
başlamak üzere ve sonrasında başlayan hesap dönemleri için Mali İdare’ye sunmak
üzere Genel Rapor hazırlamak zorundadırlar.
Çok
uluslu işletmeler grubu, farklı ülkelerde mukim olan iki veya daha fazla
işletmenin dahil olduğu grubu veya bir işletmenin başka bir ülkede işyeri veya
daimi temsilcisi aracılığıyla faaliyette bulunmasından dolayı vergiye tabi
olması nedeniyle oluşan grubu ifade etmektedir.
2. Yıllık bazda transfer fiyatlandırması
belgelendirme raporu hazırlanması yükümlülüğü aynı şekilde devam etmekte olup,
söz konusu raporun, kurumlar vergisi beyannamesinin verilme süresine kadar
(yıllık hesap dönemleri için izleyen yılın Nisan ayı sonuna kadar) hazırlanması
gerekmektedir.
- Büyük Mükellefler Vergi Dairesi Başkanlığına kayıtlı mükelleflerin bir hesap dönemi içinde ilişkili kişilerle yaptığı yurt içi ve yurt dışı işlemleri,
- Diğer kurumlar vergisi mükelleflerinin bir hesap dönemi içinde ilişkili kişilerle yaptığı yurt dışı işlemleri,
- Serbest bölgelerde faaliyette bulunan kurumlar vergisi mükelleflerinin ilişkili kişilerle yaptığı yurt içi işlemleri,
- Tüm kurumlar vergisi mükelleflerinin yurt dışı şubeleri ve serbest bölgelerde bulunan ilişkili kişilerle yaptığı işlemleri,
3. Bir
önceki hesap döneminin konsolide finansal tablolarına göre toplam konsolide
grup geliri, 750 milyon Avro ve üzerinde olan çok uluslu işletmeler grubunun
Türkiye'de mukim nihai ana işletmesinin, raporlanan hesap döneminden sonraki on
ikinci ayın sonuna kadar ülke bazlı raporu hazırlaması ve elektronik ortamda
İdareye sunması gerekmektedir.
Konsolide
finansal tabloların Avro dışında bir para biriminde düzenlenmesi halinde
belirtilen haddin hesaplanmasında, raporlanan hesap döneminden bir önceki hesap
dönemi için Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’nca (TCMB) belirlenen döviz alış
kurlarının ortalaması dikkate alınacaktır.
Kapsama
giren çok uluslu işletme grubu üyeleri, “nihai ana işletme” olarak veya “vekil
işletme” olarak ülke bazlı raporlama yapabileceklerdir.
Nihai
ana işletme, çok uluslu işletmeler grubunun, işletmenin mukim olduğu ülkede
uygulanan muhasebe ve finansal raporlama standartları uyarınca, konsolide
finansal tablolar hazırlaması gereken ya da hisseleri, mukim olduğu ülkede
borsada işlem görse idi, konsolide finansal tablolar hazırlaması gerekecek olan
hakim işletmesini ifade etmektedir. Vekil işletme, çok uluslu işletmeler grubu
tarafından nihai ana işletmeye yegane vekil olarak tayin edilmiş ve ülke bazlı
raporu çok uluslu işletmeler grubu adına sunacak olan işletmeyi ifade
etmektedir.
Ülke
bazlı raporlamada ayrıca Mali İdare’ye bildirim yapma yükümlülüğü de
bulunmaktadır.
Söz
konusu düzenleme ile çok uluslu Türk şirketlerine getirilen yeni belgelendirme
düzenlemelerine aşağıda yer verilmiştir.
Genel Rapor çok uluslu
işletmeler grubunun organizasyon yapısı, işletme faaliyetlerinin tanımı, sahip
olunan gayrimaddi haklar, grup içi finansal işlemler ile finansal ve vergisel
durumunu içerecek şekilde beş ana kategoriden oluşacaktır. Genel rapora ilişkin
detaylar Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından belirlenecektir.
Ülke bazlı raporda aşağıdaki bilgilere yer verilecektir:
Grubun faaliyet gösterdiği her bir ülke ile ilgili gelir, vergi öncesi kar/zarar, ödenen gelir/kurumlar vergisi, tahakkuk eden gelir/kurumlar vergisi, sermaye, geçmiş yıl karları, çalışan sayısı ile nakit ve nakit benzeri dışındaki maddi varlıklar, ilgili ülkede mukim her bir işletmenin adı/unvanı, işletmenin kurulduğu ülke mukim olduğu ülkeden farklı ise bu ülkenin adı ve her bir işletmenin ana faaliyetleri.
Ülke bazlı
raporlamada ayrıca Mali İdare’ye bildirim yapma yükümlülüğü de bulunmaktadır.
Kapsama giren ÇUİ grubu üyeleri;
a)“nihai ana
işletme” veya “vekil işletme” olup olmadıklarını,
b) Grup adına
hangi işletmenin raporlama yapacağı ile
c) Hesap dönemi
hakkındaki bilgiler
hakkında bildirim yapmak zorundadırlar.
Bildirim süreleri şöyledir:
Takvim yılını takip eden mükellefler için;
- 2019 yılı Ülke Bazlı Raporlama için 31 Ağustos 2020’ye kadar,
- Takip eden yıllar için her yılın Haziran ayı sonuna kadar,
Özel hesap dönemini takip eden mükellefler için;
- İlk ülke bazlı rapor ile ilgili olarak 31 Ağustos 2020,
- Takip eden özel hesap dönemleri için bildirim süresi, Karar’da açıkça belirtilmemiş olmakla birlikte, ilgili özel hesap döneminin altıncı ayı sonuna kadar olabileceği düşünülmektedir.
Mali İdare tarafından yukarıda bahsedilen yasal hadler hesap dönemleri itibariyle revize edilebilir, belirtilen süreler altı aya kadar uzatılabilir. Ayrıca, Mali İdare, nihai ana işletmesi Türkiye’de mukim olmayan ÇUİ Grupları için belli şartlarda tanımlanan raporlama yükümlülüklerini ertelemeye; ilk raporlamaya ilişkin dönemi 2020 hesap dönemi ve 1 Ocak 2020’den sonra başlayan özel hesap dönemi olarak belirlemeye de yetkilidir.
Hazırlanacak Dokümantasyonun Önemi ve
Bilgi Değişimi
Raporların hazırlanması, bildirimlerinin
eksiksiz ve süresinde gerçekleştirilmesi; transfer fiyatlandırmasıyla örtülü
kazanç dağıtımı nedeniyle süresinde ödenmeyen ya da eksik ödenen vergilere uygulanacak
vergi cezasının (kaçakçılık suçları hariç) indirimli (%50) uygulanmasını sağlıyor.
Bu nedenle, risk yönetiminin bir parçası olarak bu düzenlemelere uyum için
gerekli aksiyonlar alınmalıdır.
Bu yükümlülüklere uyum sadece
“dokümantasyon” olarak görülmemeli, “çok uluslu şirketlerin” durumlarını gözden
geçirme ve gerekli politika değişikliği için bir fırsat olarak görülmelidir. Bu
raporlar, bir idarenin “çok uluslu şirketi” tanımada ve genel risk profilini
belirlemeye ilişkin değerlendirmelerde rehber olabilecek bilgiler içermektedir.
BEPS 13 ile “çok uluslu bir gruptaki”
her bir kuruluşun “kâr, ödenen vergiler, çalışanlar ve varlıklar” gibi kilit
göstergelerinin vergi idareleri arasında otomatik değişimi öngörülmektedir. Bu
değişimle idareler, risk değerlendirmesinde ilişkili işlemlerde genel risk
değerlendirmesi yapma olanağına sahip olmaktadır.
İlk değişimler Haziran 2018 yılında
yapılmış ve Ocak 2020 itibariyle idareler 2400’den fazla “ülke bazlı rapor
değişimi” gerçekleştirmiştir. İdareler artık bir “çok uluslu şirketin”; faaliyetleri,
nakit dışı varlık büyüklüklerini ve gelir akışları gibi genel bilgileri takip
edebilecek duruma gelmiştir.
Ülkemizdeki düzenlemeleri gözden
geçirdiğimizde, Türkiye ülke bazlı raporlama konusunda üstlendiği
yükümlülükleri yerine getirme konusunda oldukça geç kalmıştır. Ülke bazlı
raporlar ve bu raporların ilgili ülkelerle karşılıklı olarak değişimi sonucu
Türkiye, bir yandan kendi mükelleflerini transfer fiyatlandırma yoluyla kazanç
aktarımları bakımından daha etkin bir şekilde denetleyebilecek, diğer yandan bu
yönde diğer ülke vergi idarelerine bilgi sağlayarak vergi kayıp kaçağı ile
mücadelede uluslararası çabalara katkı sağlamış olacaktır.