17 Eylül 2019 Salı

Nasıl SMMM Oldum?

9 yıl önce, 2010 yılında, SMMM ruhsatını almaya hak kazandığımı öğrendiğimde, bu başlıkla bir içerik hazırlamıştım. Bu yazıyı yazmadan önce baktığımda, o içeriğin görüntülenme sayısı 128binden fazlaydı. Kabaca bir hesapla yılda 14binden, ayda 1200’den ve günde 40’dan fazla kez okunuyordu. Açıkçası bu istatistikler hazırladığım diğer içeriklerin standartlarının çok üstünde. Mali müşavirlik mesleği ile ilgili pek çok kişinin hedefi ve hayali olduğunu biliyorum, bu istatistikler de onun bir göstergesi. Bununla beraber, nasıl SMMM olduğumu anlattığım hikayem sonrasında yüzlerce mail aldım, soru soran arkadaşlarımın onlarcasıyla sosyal medyadan arkadaşlığımı ve iletişimimi sürdürdüm. Şimdi de bir video içeriğiyle daha fazla insanın hayatına dokunmak istiyorum. Bu video ile öncelikle iki amacım var:
  • Bunlardan ilki, SMMM ruhsatı almayı düşünen, bu mesleği yapmayı hayal eden, bir yerden başlamak ya da ortaya koyduğu emeklerin sonucunda meyvesini almak isteyen kişilere ilham vermek, onları bu yolculuklarında motive etmek
  • İkincisi ise, bu yoldan, bu süreçten daha önce geçmiş biri olarak öğrendiklerimden, tecrübe ettiklerimden faydalanmanızı sağlamak (başkalarının öğrendikleri ile kolay kazanımlar elde etmeniz)



Bu videoyu üç bölüm olarak düşünebiliriz:

  • Birinci bölüm: SMMM Staj Başlatma Sınavına Hazırlık
  • İkinci bölüm: SMMM Yeterlilik Sınavına Hazırlık
  • Üçüncü bölüm: SMMM Olduktan Sonra Kariyer

Bu üç bölümle devam etmeden önce, kısaca kendimden bahsedecek olursam, 2005 yılında Hacettepe Üniversitesi Uluslararası İlişkiler bölümünü bitirdikten sonra 2007 yılında Sabancı Üniversite’nde Finans alanında İşletme Yüksek Lisansımı tamamladım ve aynı yıl PricewaterhouseCoopers’ta (PwC) vergi departmanında asistan olarak çalışmaya başladım. 2010 yılında ülkemizde Opel Türkiye olarak bilinen General Motors’a transfer oldum ve 2013 yılında ayrılırken İç Denetim Koordinatörüydüm. 2013 yılında Philsa Philip Morris’e transfer oldum ve halen Kıdemli Vergi Analisti olarak bu şirkette görev yapmaktayım. Video başlığından da tahmin edeceğiniz üzere, SMMM’yim ve aynı zamanda KGK sınavlarında başarılı olarak Bağımsız Denetçi ünvanını aldım.

SMMM Staj Başlatma Sınavına Hazırlık

Yüksek lisansını yapmış, iş arama derdi çekmeden hemen iş bulmuş, hem de memleketi İzmir’de çalışacak biri olarak kendimi şanslı hissetsem de ciddi bir sorunum vardı: Askerliğimi yapmamıştım ve yüksek lisans sonrasından sadece 1 sene tecil hakkım vardı. 2007 Haziran’da mezun olduğuma göre, 2008 Haziran’da tecilim bitecekti ve iş yerinden ayrılıp askere gitmem gerekecekti. Bir asker çocuğu olarak, askerden kaçmak asla bir alternatif değildi ancak askerliği yasal ve etik bir yöntemle ertelemem gerekiyordu. Bu da o gün için SMMM staj başlatma sınavında başarılı olmam şartıyla mümkündü. İşte ben bu motivasyonla staj başlatma sınavına hazırlanmaya başladım ancak şu da bir gerçek ki bu sınavın konuları hakkında sağlam bir bilgi birikimim yoktu. Kısa zamanda sınava hazırlanmam gerekiyordu. Benim gibi üniversiteyi bitirip 2007 Eylül’de işe başlayan tüm asistanlar 2008 Mart sınavına kaydolduk. Bu sınavı geçersem askerliğimi tecil ettirip staj süresince sorunsuz bir şekilde PwC’de çalışmaya devam edebilirdim. Özetle yolun sonunda bir ayrım vardı; bunlardan bir tanesi asker ocağına gidiyordu, diğeri ise denetim müşterilerine…

Staj başlatma sınavına hazırlık süreci adeta bir deney gibiydi. Önce ofisteki iki kalın ciltlik Murat Yayınlarının konu anlatımlı kitapları ile başladım. Her gün işten geldikten sonra ve hafta sonları vakit buldukça konu çalışıp soru çözüyordum ancak bu yöntemin çok ağır ilerlediğini fark ettim. Bunun üzerine internetten ders notları indirdim ve konulardaki eksiğimi bu şekilde gidermeyi tercih ettim. Sonra geçmiş yıl sorularını çözmeye başladım ancak pek çok konunun oturmadığını gördüm. Evde iyi sonuç almıyorken sınavda iyi sonuç beklemek hayaldi ve Mart hızla yaklaşıyordu. Sınava tam 4 hafta kala Tesmer’in staj başlatma sınavına hazırlık CD’sini duydum. O günkü net maaşımın %10’undan fazla bir bedeli vardı ama sınavı geçmekten başka çarem olmadığı için CD’yi alıp içindeki soruları çözmeye başladım. Deneme testlerindeki soruların çıkan sorulara yakınlığı sayesinde sınavın mantığını kafamda oturttum ve en azından evde sınavı geçebilecek kadar doğru çıkartmaya başladım.

Staj başlatma sınavına girdiğim dönemde 100 alan ve 20 genel kültür olmak üzere toplam 120 çoktan seçmeli soru soruluyordu ve geçiş notu 60’dı. Sınavda çan eğrisi olduğu için geçmek için 80 üstünde doğru yapmak gerekiyordu. Bugün sınavda 100 alan ve 30 genel kültür soruluyor, başarı notu yine 60 ve çan eğrisi sistemi de devam ediyor. Sınavlara yaklaşık 20 bin kişi giriyor ve ortalama %12’si başarılı oluyor.

Ankara ve İstanbul’da yapılan staj başlatma sınavına hem yakın bir dostumun Ankara’da yaşaması hem de ofisteki iş arkadaşlarımın da sınava Ankara’da girecek olması sebebiyle Ankara’yı tercih ettim. Son gün bile tekrar yaparak ciddi anlamda stresli girdiğim sınavdan çıktığımda kazanıp kazanmadığım konusunda pek bir fikrim yoktu ancak vicdanım rahattı; kısa zamanda üzerime düşeni yapmıştım, gerisi takdir-i ilahiydi.

2 haftalık sürecin sonunda Perşembe’yi Cuma’ya bağlayan gece Tesmer’in sitesinde sonuç açıklandı, ekranda “başarılı” yazısını gördüğümdeki mutluluk ve rahatlama tarif edilmezdi.

Peki sizlere staja başlama sınavı ile ilgili ne öneririm?

  • Eğer konu eksiğiniz varsa mutlaka önce eksiğinizi kapatın
  • Tüm derslerde başarılı olmak zorunda değilsiniz, başarıya yakın olduğunuz dersleri belirleyip onlarda yüksek doğru sayısını hedefleyin
  • Geçmiş soruları mutlaka tekrar tekrar çözün, bu sayede sınavda geçmiş yıllardan çıkan soruları doğru yapacağınız gibi, sınav formatına da alışkanlık sağlarsınız
  • Sınavla ilgili pek çok yazılı ve görsel kaynağa ücretsiz bir şekilde internetten erişebilirsiniz. Eğer ciddi bir disiplin sorununuz yoksa, bu sınava kendiniz kapanıp çalışın, dershanelere gitmek size vakit ve para kaybettirir

SMMM Yeterlilik Sınavına Hazırlık

Stajımı başlattığım dönem staj süresi iki yıldı ve yüksek lisansı olanlar için bu süre bir yıla iniyordu. Bugün staj süresi üç yıl ve yüksek lisans bu süreyi bir yıl kısaltıyor. Bir yıllık staj sürem sonunda Ağustos 2009’da askere gidecektim. Askerden hemen bir ay önce, Temmuz 2009’daki yeterlilik sınavına girecektim. Yeterliliğin zor olduğunu çevremdeki arkadaşlarımın ders seçerek birkaç sınav döneminde bu sınavları verdiğini gözlemlediğim için ilk sınavdakinin aksine tek kurşunla bu işi çözmek için stres yapmadım. Askere gitmeden önce geçebildiklerimi geçerim, sonra da kalanları veririm diye düşündüm. Ne de olsa ilk sınav hakkım olduğu için 7 dersin hepsine girecektim. Şimdilerde sınavda 8 dersten başarılı olmak gerekiyor, Sermaye Piyasası mevzuatı sonradan eklendi. Her yıl 3 kez düzenlenen bu sınavları 3 yıl içinde geçenler ruhsatı almaya hak kazanıyor.

Gelelim bu süreçte izlediğim yola… Yeterlilik sınavı için stratejim ezber gerektiğini düşündüğüm Hukuk’a hiç çalışmadan muhasebe, finansal tablolar analizi gibi analitik yönümü kullanabileceğim ve denetim ve meslek hukuku gibi günlük iş hayatında karşılaştığım konulara çalışmak yönünde oldu. Yine internetten ders notları indirdim ve çıkmış soruların cevaplarını altını çize çize okudum. Denetim sektöründe olmanın avantajıyla pek çok konu hakkında derinlemesine bilgi sahibi olmasam da fikir sahibi olmam bu sınavda başarılı olmamın temel sebebi oldu. Başarıyı getiren bir başka faktör ise girdiğim sınavlarda her soruya ciddi bir şekilde cevap vermemdi. Tabi bir de psikolojik etkenler vardı, bu sınavlara girerken stres seviyem çok düşüktü çünkü daha PwC’deki ikinci senemdeydim ve SMMM olmam için üzerimde bir baskı yoktu.

Sınav sonucumu Urfa’da askerlik yaptığım dönemde, yemin töreni sonrası çarşı izninde bir internet kafede öğrendim, sadece Maliyet Muhasebesi’nden geçer not almamıştım ve bu dersin sınavından alacağım elli puan ve üzerinde herhangi bir not beni SMMM yapmaya yetecekti. Askerlik sonrası yine PwC’de işe başladım ve bir ay sonrada Maliyet Muhasebesinden sınava girdim. Bu kez sınav öncesi bir maliyet muhasebesi kitabı (yazarı Yurdakul Çaldağ) aldım, işimi garantiye alıp kitaptan da çalıştım. Sınava girdiğimde daha ikinci soruyu cevaplarken sınavda başarılı olduğumu hissetmiştim. Çok abartmadan soruları cevapladım. Yaklaşık 50 günlük bekleyişin ardından Maliyet Muhasebesi dersinden de başarılı olduğumu öğrendim ve ruhsatı almaya hak kazandım.

Peki yeterlilik sınavına hazırlıkla ilgili size ne öneririm?

  • Önce kendinizi güçlü hissettiğiniz dersleri belirleyip o dersleri geçmeyi hedefleyin
  • İlk sınavda mutlaka tüm derslerin sınavlarına girip soruları ciddiyetle cevaplamaya çalışın, en kötü ihtimalle sınav stresini yenmiş olursunuz
  • Mevzuattaki güncel gelişmeleri takip edin, bu gelişmelere ilişkin sorular sıklıkla çıkar

SMMM Olduktan Sonra Kariyer

Bağımlı çalışan bir mali müşavir de olsanız, kendi ofisinizde de mesleği icra etseniz değişmeyen bir gerçek var ki kendinizi sürekli güncel tutmanız ve mevzuattaki değişiklikleri yakından takip etmeniz gerekiyor. Şu an ülkemizdeki sistem, ruhsatı aldıktan sonra herhangi bir yenileme eğitimi gerektirmiyor. Ancak bu ruhsatı aldıktan sonra işin bittiğini düşünürseniz yanılırsınız. Belki kimse sizden ruhsatınızı geri almaz ama siz kendinizi oyunun dışında hissedersiniz. Bilginiz, yetkinliğiniz yetmediği zaman da yaptığınız meslekten keyif almazsınız. Bu sebeple size önerim, bu mesleği yapmayı planlıyorsanız, okumayı, araştırmayı ve yorumlamayı da sevdiğinizden emin olun. Sabah kalktığınızda resmi gazeteyi kontrol etmeyi, mevzuattaki gelişmelerle ilgili farklı üstadların ve danışmanlık firmalarının görüşlerini takip etmeyi, özelge ve danıştay kararı okumayı rutininiz haline getirin. Seminerlere ve eğitimlere katılın, dünyadaki önemli vergisel politikaları inceleyin, kısacası SMMM olmak sizin için yolun sonu değil yolculuğun adı olsun. İşte bunu yaparsanız bu meslekten keyif alırsınız ve başarınızın da belirleyicisi bu yaklaşımınız olur.

Bana sıklıkla gelen sorular, yaşım geçti mi, iyi ücret elde edebilir miyim, bu meslek ile X meslek arasında kaldım hangisini tercih edeyim şeklinde oluyor. Bu soruların herkes için geçerli tek bir cevabı yok. Bu sorunun cevabı şu ana kadar anlattığım yolculuğu tecrübe etmek isteyenler için olumlu, yani bu meslek için ne bir üst yaş limiti var, ne geçim sıkıntısı yaşatacak bir maaş problemi ne de bir başka meslekten eksik kalan yanı var. Yeter ki siz bu işi sevdiğinizden, yapmak istediğinizden emin olun. Siz hakkını verirseniz zaten meslek sizi farklılaştırarak ödüllendirecektir.

Özetleyecek Olursam

2013 yılında, şu an çalışmakta olduğum Philip Morris’teki “Genel Muhasebe ve Vergi Analisti” pozisyonu için mülakat yaparken bana sorulan sorulardan biri “Şu ana kadar hayattaki en büyük başarın nedir?” olmuştu. Bir sınavı geçmenin bir başarı olmadığını, önemli olan o sınavı geçmek için öğrendiklerimizden hayatta nasıl faydalandığımız olduğunu söyleyip, buna rağmen SMMM staj başlatma sınavında elde ettiğim başarımın benim hayatımda bir dönüm noktası olması sebebiyle ayrı bir yeri olduğunu, bu sebeple o gün için en büyük başarım olduğunu söylemiştim. Sizlerle de hikayemi paylaştığım üzere, o sınav bir yolculuğun atılan ilk adımıydı. Asıl başarı o ilk adımın sonrasında da layıkıyla bu yolculuğu sürdürebilecek adımlar atmak, kendini güncel tutmak, gelişmek, yorumlamak ve bağımlı ya da serbest olarak çalışırken çevrene, ülkene faydalı olmaktan geçiyor. Aksi takdirde alacağınız ruhsat en fazla duvarda bir tabloya rakip olabilir.

4 Eylül 2019 Çarşamba

Robotların Vergilendirilmesi


Neden Robotların Vergilendirilmesi Gündeme Geldi?

Vergi gelirleri içerisinde çalışan ücretlerinden ve çalışanların yaptıkları tüketimden kaynaklanan vergilerin büyük çoğunluğu oluşturduğu ülkeler bakımından insanların robotlarla ikame edilmesi, devletlerin vergi gelirlerini önemli ölçüde azaltacaktır. Robotların insanlarla ikame esnekliği arttıkça, daha fazla oranda işsizlik beklenmektedir.




Gelir kaybının kaba bir tahmini, otomasyondan kaynaklanan maaş azalışının efektif bir vergi oranıyla çarpılması sonucunda bulunabilir. McKinsey Global Institute; Ocak 2017’de, mevcut işlerin yaklaşık yarısının mevcut teknolojilerle otomasyona dönüştürülebileceğini, bunun da, sadece ABD’de 2.7 trilyon dolar yıllık ücretin ortadan kalkacağını iddia etmektedir. Tüm vergiler dikkate alındığında çalışanlar %25’ten %55’e varan yüksek efektif vergi oranlarına tabi olmaktadırlar. Bu göstermektedir ki, çalışan otomasyonu, yıllık 100’lerce milyon, hatta trilyon dolarlık vergi geliri kaybına yol açacaktır.

Robotlar, işçiler gibi stopaj ya da harcamalar üzerinden alınan vergiler bakımından vergi rejimlerine tabi olmadığından, otomasyon toplam vergi matrahını azaltacaktır.

Otomasyon süreci sonucu yürütülecek (işçilerin yeniden eğitimi, işsizlik yardımları vb.) sosyal politikalar bakımından önemli miktarda kamu kaynaklarına ihtiyaç duyulacaktır. Varılan son noktada, devletlerin otomasyon süreçlerini teşvik etmemeleri gerektiği, vergi sistemlerinin en azından robotlar ve insan işgücü arasında tarafsız olması gerektiğine inanılmaktadır.

Şayet niteliksiz çalışanlar robotlarla ikame edilirse ve politika yapıcılar bu çalışanları yeniden eğitmek için yatırım yapmazlarsa, işsizlik artar ve ücret gelirlerinden alınan vergi gelirlerinde azalış yaşanır. Dolayısıyla, vergi gelirini artıracağı ve vasıfsız çalışanların ücretlerinin, robot fiyatlarındaki düşüş ile dengelenmesine neden olacağından robotların vergilendirilmesi savunulabilir.



Nasıl Vergi Politikaları Öneriliyor?

Robotlar ve insanlar arasındaki tarafsızlığı sağlayacak ya da robotların dışında insan işgücü istihdamını teşvik edecek vergi sistemlerinin nasıl inşa edileceği tartışılmaktadır.

Konuya ilişkin olarak önerilen vergi politikaları aşağıda sıralandığı gibidir:

- Robotlara İlişkin Kurumlar Vergisi İndirimlerinin Kaldırılması: Bu yöntem, sermaye yatırımlarına ilişkin vergi teşviklerinin azaltılmasını gerektirmektedir.

Robotlara ilişkin amortisman ve diğer maliyetlerin, firmaların otomasyon seviyesi esas alınarak belirlenen dilimler aşıldıkça azalmasını içermektedir. Örneğin, yüksek seviyede otomasyon gerçekleştiren firmaların, amortisman oranlarının otomatik olarak azaltılmasıdır.

- Otomasyon Vergisi Getirilmesi: Çalışanların robotlarla ikame derecesi oranında artan oranlı vergi getirilmesidir.

Ancak bu yöntemin efektif kurumlar vergisi oranını artıracağı ve vergi sisteminin karmaşıklığını artıracağı, sonuç olarak vergi rekabetine olumsuz etkisinin olacağı düşünülmektedir.

- İnsan Çalışanlar İçin Telafi Edici Vergi Seçenekleri Getirilmesi: İnsan çalışan istihdam etmeleri halinde sağlanacak vergisel avantajları içermektedir.

Bu durumda yalnızca robotlar değil, insanlar da vergiden istisna tutulmuş olacaktır. Bunlara örnek olarak, sosyal sigorta katkı paylarının kaldırılması verilebilir.

- İnsan İşgücü İstihdam Etmeyenlere Ek Vergi
Getirilmesi: Sadece robot istihdam eden firmaların, yüklenmedikleri sosyal sigorta giderlerini karşılamak amacıyla vergi getirilmesi öngörülmektedir.


Fütüristik Bir Öneri

Oldukça fütüristik bir öneri, bir robotun bir işçi gibi çalışması durumunda varsayımsal bir ücret belirlenerek, üzerinden gelir vergisi alınmasıdır.

Diğer taraftan insansız taşıtların insanlara hizmet vermeye başlaması vb. gibi gelişmeler, robotların verdikleri hizmetler bakımından KDV mükellefi olma potansiyeli üzerinde tartışmalar da gündeme gelmiştir.

Dünya Ne Yapıyor?

Dünyada, belirtilen kaygıları göz önünde bulundurarak ilk robot vergisini uygulayan ülke 2017 yılında otomasyon makineleri üzerindeki teşviklerin azaltılması suretiyle Güney Kore olmuştur. Burada da daha çok vergi tarafsızlığının sağlanmasının ön planda tutulduğu görülmektedir.

Sonuç

Sonuç olarak yaşanan gelişmelerden doğan kaygılar ve yapılması gerekenler teorik olarak tartışılsa da, “robot vergisi” adı altında bir vergi getirilmesi, verimliliği, rekabeti, olumsuz yönde etkileyeceği ve süreci yavaşlatacağı gibi nedenlerle kısa vadede uygulanması tercih edilen bir politika olmamakla beraber, konunun gündemde kalmaya devam edeceği, uluslararası işbirliği ile konu üzerinde durulması gerektiği, orta vadede yaşanacak gelişmelerin de bu sonucu zorunlu hale getireceği düşünülmektedir.


Bu içerik hazırlanırken Berrak Atila'nın Vergi Dünyası'nın 2019 yılı Ağustos sayısında yayımlanan makalesinden faydalanılmıştır.